NEBAHAT ÇEHRE: EŞİM ELİNİ BİLE SÜREMEDİ!

Usta oyuncu Nebahat Çehre, 1964 yılında evlendiği ve 4.5 yıl evli kaldığı, Türk sinemasının ‘Çirkin Kral’ı Yılmaz Güney’i anlattı:

NEBAHAT ÇEHRE: EŞİM ELİNİ BİLE SÜREMEDİ!
MAGAZİN
Yayın Tarihi : 19-03-2011 03:42
Çok yakışıklıydı, fotoğraflarıyla hiç alakası yoktu. Onu görüp de âşık olmamak mümkün değildi, her kadın da âşık olmuştur. Sosyetik kadınlar da hayrandı ona. Yılmaz Güney'i anlatır mısınız bize? Dünyanın en güzel bakan adamıydı. Ela, çekik, çok güzel gözleri vardı. Muhteşem gülen bir adamdı. Ama sert bakardı. Oynadığı karakterle uyum sağlamak içindir o da... Çok yakışıklı bir adamdı, fotoğraflarıyla alakası yoktu. TUTKULU BİR AŞKTI 4.5 yıl evli kalmışsınız. Zor bir evlilik miydi? Zaman zaman zordu. * En büyük zorluğu neydi? Sert bir mizacı vardı. Ama benimle yaşadığı aşk çok tutkuluydu. Evliliğinizle ilgili pişmanlıklarınız var mı? Ben, pişman olmam gereken şeylere bile pişmanlık duymuyorum. Böyle yapmak beni hayata daha iyi bağlıyor. Yılmaz beni hayata bağladı, olgunlaştırdı ve oyunculuk adına zenginleştirdi. Çocuk sahibi olmadığınız için mutsuz musunuz? Yeğenlerim var, onların çocukları var. Onlar yetiyor bana. Mahsun Kırmızıgül'ün, Yılmaz Güney'in hayatını sinemaya aktaracağı, sizin de bu filmde kendisinden rol istediğiniz söyleniyor, doğru mu? Beni tanıyan herkes ne kadar mütevazı olduğumu bilir, bu yüzden bu lafa güler insanlar. Birisi beni küçültmeye çalışmış. YAŞIMDAN GOCUNMAM * Neden 15 yıldır hayatınızda biri yok? Bu benim kendi tercihim. Seçiciyim. Evliliklerimden de belli bu zaten. Doğru insana rastlamadım. * Bu durum, tutucu olmanızdan kaynaklanıyor olabilir mi? Erkekler tutucu kadın sever, utangaç kadın isterler. Erkekler kolay elde edilen şeyleri istemiyorlar. Ama şimdiki kızlar hemen teslim oluyor. İkinci eşimle flört ettiğimiz dönemde, 1.5 ay her gün sabahlara kadar el ele oturduk ama hiç elini süremedi bana. * Geçtiğimiz günlerde 66 yaşına girdiniz, ne hissediyorsunuz, mutlu musunuz? Yaşımdan hiç gocunmuyorum. Kendime daha nice yıllar diliyorum. Bu yaşın en güzelini yaşadığıma inanıyorum. Mesleğimde de istediğim yerdeyim. * Yaşınıza göre genç kalmayı nasıl başarıyorsunuz? Ben hiç spor yapmadım. Spor salonları çekmiyor beni. Bir ara tenis oynadım ama güneşte kaldığım için bayıldım, bıraktım. Ata bindim, sıkıldım, bıraktım. Benim sanırım bırakma hastalığım var. Yürüyüş yapmaya çalışıyorum ama zaman bulursam... SERT ANNE OLURDUM * Kadınlara vereceğiniz bir güzellik sırrınız yok mu? İnanın yok. Kendine özen gösteren bir kadın değilim. Kendimle pek uğraşmam. Anneme bakıyorum yerli krem kullanıyor, benden daha iyi bir cilde sahip. * Oyuncu olmasaydınız iyi bir ev kadını olur muydunuz? İyi bir ev kadını olurdum ama aynı zamanda sert bir anne olurdum. Çünkü tutucu bir kadınımdır. Kesinlikle bugünkü genç kızlar gibi yetiştirmezdim çocuğumu. Benim çocuğum geceleri geç saatte sokağa çıkamaz, gece kulübüne gidemezdi. Çok içen, yaşına uygun olmadığı halde geç saatlere kadar gece kulüplerinde eğlenen çocuk istemiyorum. O zaman sert bir anne olurdum, o da benden nefret ederdi. O yüzden iyi ki çocuk yapmamışım diyorum. ELİM HEP PAHALI ÜRÜNLERE GİDİYOR * Çok şık giyiniyorsunuz. Moda hayatınızın ne kadarını kapsıyor? Vücut anatomisini, bana ne yakışır, ne yakışmaz biliyorum. 30 liralık bir şey de giyebilirim, 30 bin liralık da... Marka takıntım yok ama elimi neye atsam hep pahalı ürünler oluyor. Çekiyorum sanırım. Alırım, 'Bilmem niye bu kadar para verdim' derim, sonra bir bakarım markaymış. * Kıyafete çok para harcar mısınız? Eskiden daha fazla harcardım ama artık bir şey alırken 'Bundan bende bir tane daha var sanırım' deyip hemen elimi çekiyorum. Çünkü hiç giymediğim kıyafetlerim olduğunu gördüm. Ben de üzerlerinde değişiklikler yapıyorum artık. SENARİSTLER ARTIK BANA YÜKLENİYOR * Canlandırdığınız her karakter sivriliyor. Bunu neye bağlıyorsunuz? Bugüne kadar anne karakterleri bu kadar sivri değildi. Ancak yapımcılar Nebahat'in anne karakterini hangi noktaya götürdüğünü gördüler. Senaristler artık bana yükleniyorlar, çünkü bu benim emeğim ve benim getirdiğim bir çizgi. Öyle bir noktaya geldiler ki, “Bunun üzerine gidelim”' dediler ve karşılığını da aldılar. EMEK HARCADIK * Yeni jenerasyon oyuncuları nasıl buluyorsunuz? Onlara her şey gümüş tepside geldi. Bizim gibi Yeşilçam'da 40 yıl emek harcamak zorunda kalmadılar. Eski Yeşilçam oyuncuları neden istedikleri gibi rol bulamıyorlar? Mesela anne karakterinin kendi hayatı yok mu? Tamam anne ama onun da bir hayatı var. Meryl Streep için öyle roller yazılıyor, neden bizde olmuyor? Benim arkadaşlarım da çok iyi oyuncular, neden evlerinde otursunlar ki? TÜYO GELDİ... * ”Diziler üç-dört kadın oyuncunun elinde dönüyor” deniyor, ne diyorsunuz bu yoruma? Sinema sektörü de öyle. Mesela bana sinemadan teklif gelmiyor. Alıştıkları oyuncularla çalışıyorlar hep. Dizilerden şikayetçi değilim ama sinema hep bizim gönlümüzde. Sinema kalıcı, dizi tüketiliyor. Neden iyi bir teklif gelmiyor, anlamıyorum. Para da beklemiyorum ama yine de gelmiyor. Sinemayla da ilişkim devam ediyor. Mesela geçen yıllarda Yeşilçam Ödülleri'nde jüri üyesiydim ama bu yıl çekildim. Çünkü filmleri izlemediğim için yanlış kararlar vermek istemiyorum. Ama bu yıl jüri özel ödülü alacağım sanırım. Tüyo geldi çünkü... “SENDEN VAROŞ KADINI OLMAZ!” * 'Aşk-ı Memnu'da canlandırdığınız karakter sayesinde milyonlarca kişiye ulaştınız. 'Muhteşem Yüzyıl'da da aynı şansı yakaladığınızı düşünüyor musunuz? Sezon öncesi, ekrana gelecek her proje için beni aradılar. 'Şüphe' için de, 'Lale Devri' için de... Ama kabul etseydim, bugüne kadar yaptığım şeylerin tekrarı olacaktı. Maalesef senaristler oyuncuları kalıplaştırıyorlar, ben de bunun savaşını veriyorum. Mesela yapımcılar, “Artık bu tür karakterleri oynamanız gerekiyor, sizin alternatifiniz yok. Zaten sizden varoş bir kadın çıkmaz” diyor. Ama ben öyle düşünmüyorum. * Hayal ettiğiniz bir rol var mı? İnternette, “Aşk-ı Memnu'dan sonra 'Fatmagül'ün düştüğü duruma bak? Öbürü de kapıcı kızı oldu. Nebahat Çehre ise sarayda sultan oldu” diye bir yorum yapmışlar. Ne kadar kötü bir yorum böyle. Keşke bana da öyle roller gelseydi. 'Muhteşem Yüzyıl'ı dönem dizisi olduğu için kabul ettim. Öyle olmasaydı, asla proje kabul etmeyecektim.